20 Nisan 2022 Çarşamba
Prostat Kanseri erkeklerde en çok görülen kanser türleri arasında yer almaktadır. Kanser sebebi ile ölüm için de ikinci sırada yer alan bir kanser türüdür. Prostat erkeklerde bulunan ve ceviz büyüklüğünde olan mesanenin altında yer alan üremek için faaliyet gösteren bir organdır. Prostat dokusunu oluşturan hücrelerin normalin dışında seyir göstermesi sonucu meydana gelen bir kanser türüdür.
Kanser prostatın yalnızca bir kısmında ya da birden çok kısmında oluşabilir. Genel olarak 65 yaşının üzerinde olan bireylerde bu hastalık görülmeye başlanır. Kimi zaman erken dönemlerinde olan bu hastalık belirti vermeyebilir. Ancak tedavi edilmediği zaman büyür ve idrar kanalına baskı yapar. Bu durum sonucunda da kişilerde idrar yapma sorunları meydana gelir.
Eğer teşhisi konulup tedavisi yapılmazsa kanserli dokular prostatta kalmayıp etraftaki dokulara da yayılabilir. Prostat Kanserinin tedavi edilebilmesi için ilk olarak tümörün derecesine ve evresine bakılır. Eğer kişide prostat kanserine saptanırsa patolog tarafından kanserli dokunun değerlendirilmesi yapılır. Düşük derecede ise tümör yavaş büyüyecek ve yayılma riski az olacak demektir.
Eğer yüksek derecede ise tümör hızlı büyüyecek ve yayılma riski de yüksek olacak demektir. Prostat kanserinde evreler tümörün ne kadar yayıldığına göre belirlenir. Evrelerde dikkat edilen noktalar şunlardır.
Prostat Kanserinin nedenleri arasında en önemli riskler yaş ve aile öyküsüdür. Yaş ilerledikçe kanserin görülme sıklığı da artar. 70 yaşının üzerinde olan erkeklerde %50 görülme oranına sahiptir. 90 yaş ve üzerindeki erkeklerde ise hemen hemen hepsinde görülür.
Bu sebepten dolayı erkenden teşhisinin yapılabilmesi için 50 yaşının üzerindeki erkek bireylerin prostat kanseri taraması yaptırması önerilir. Eğer diğer aile üyelerinde prostat kanseri görülmüşse kansere yakalanma riski de artar. Bununla birlikte obezite, sigara kullanımı gibi faktörler de prostat kanseri için risk yaratır. Prostat Kanseri genellikle belirti vermeden gelişen bir kanser türüdür. Ancak bazı belirtileri vardır. Bunlar;
Tedavisinde ve teşhisinde gecikme yaşanırsa ilerleme gösteren bir kanser türüdür. Prostat kanserinde hastanın durumuna göre farklı tedavi yöntemleri uygulanabilir. Eğer hastalık erken evrelerde ise genelde tedavi yerine takibi yapılır. Prostat kanserinde en etkili ve yaygın tedavi yöntemi ise cerrahi tedavidir. Robotik, laparoskopik ve açık cerrahi yöntemler kullanılabilir.
Prostat Kanseri Sağkalım Süresi
Tüm evrelerine bakıldığı zaman 5 yıllık sağ kalım oranı %100 kadar olabilmektedir. 10 yıllık sağ kalım oranı i%98’dir. 15 yıllık sağ kalım oranı ise %95’dir.
Prostat Kanseri Tedavi Seçenekleri
Genel olarak robotik, laparoskopik ve açık cerrahi gibi yöntemler kullanılır. Erken evrede olan prostat kanseri için tercih edilen ameliyat yöntemi
laparoskopitir. Bununla birlikte erken evrede prostat ışın tedavisi yani radyoterapi de bazı hastalar için uygun bir tedavi yöntemi olabilmektedir. Laparoskopik cerrahi sayesinde hasta konforlu bir ameliyat süreci geçirir. Ayrıca kanserin kontrol altına alınması için de yüksek başarı sağlar. Küçük delikler açılarak yapılan bu ameliyat sonrasında hastanın ağrı durumu az olur. Kısa bir süre içerisinde günlük aktivitelerine geri dönebilir. Tanısı ve tedavisi için yapılmış olan büyük gelişmeler sayesinde bu kanser türü korkulacak bir hastalık olmaktan çıkmıştır.
Prostat Kanseri Teşhis Yöntemleri
Prostat Kanserinin teşhisinin yapılabilmesi konusunda erken teşhisi için Prostat Spesifik Antijen (PSA) adındaki protein seviyesini ölçen kan testi yapılır. Dijital muayene yapılır ve transrektal yani makattan ultrason yöntemleri uygulanabilir.
Prostat Kanseri Korunma Yöntemleri
Prostat kanserinden korunmak için gün içerisinde öğünlerde sebze ve meyve ağırlıklı beslenmek önemlidir. Bununla birlikte şeker ve beyaz un içeriği yüksek olan besinlerden de uzak durulması gerekir.
Sindirim sistemimizin en son kısmı olan kalın bağırsak olan adlandırdığımız bölgede oluşan hastalığa kolon kanseri adı verilir. 20 kişiden birinde görülen bu hastalık, kolonda yer alan hücrelerde görülmeye başlanır.
Hiç de sayısında artış oldukça da kolonun etrafına yayılmaya başlanır. Eğer düzenli bir şekilde kontrolü yapılırsa ve erken tanı konulursa kanser hücreleri yalnızca kolonun içinde sınırlı kalabilir. Ancak eğer erkenden tanı konulmazsa kanser yakın organlara, lenf bezlerine, kan dolaşımı gerçekleştiği için bu yolla karaciğer, akciğer gibi diğer organlara da yayılır.
Bu sebepten dolayı her hastalıkta olduğu gibi kolon kanserinde de en önemli durum erken tanının yapılmasıdır. Çünkü sindirim sistemi ile ilgili kanserlerde erkenden tanı konulduğu zaman bu hastalıklardan erkenden kurtulmak mümkün olabilmektedir.
Kolon kanserinin belirli bir görülme yaşı yoktur. Her yaşta görülebilir. Ancak yine de ortalama olarak görülen yaşlar 65 yaştır. Sebebi hareketsiz yaşam, sağlıksız beslenmedir. Kolon kanseri pek çok faktörün ya da yalnızca bir faktörün olması ile oluşabilir.
Bu faktörler genetik ya da çevresel faktörler olabilir. Eğer ailesinde kanser vakası bulunan kişiler varsa bu hastalığa yakalanma riski olduğunu bilmeli ve 40 ile 50 yaşlarından itibaren düzenlik olarak tarama yaptırmalıdır.
Kolon kanserine sebep olan faktörler başlıca şöyledir;
Tüm bunlarla birlikte yüksek kaloriye sahip olan, lif yönünden fakir, kızarmış ve konserve olan besinler bağırsak fonksiyonlarını olumsuz yönde etkiler
Kolon kanserinin belirtileri arasında uzun süreli ishal ve kabızlık, büyük abdestte incelme, anüsten ve büyük abdestten kan gelmesi gibi durumlardır. Bununla birlikte bağırsakların yeterince boşalmamış olması hissi hissedilebilir. Dışkı yaparken güçlük çekilebilir. Dışkı yaparken ağrı hissetme, kusma ve sebebi belli olmayan kilo kayıpları belirtiler arasındadır. Kolon kanserinin ilerleyen safhalarında karında şişlik ve ağrı oluşur.
Kolon Kanseri bağırsaktaki konumuna göre farklı şekilde belirtiler gösterebilir. Eğer bağırsağın sağ tarafında kolon kanseri oluşmuşsa burada bağırsak daha geniş olduğu için halsizlik, kansızlık, iştahsızlık ve karın ağrısı gibi belirtiler görülür. Bağırsağın sol tarafında oluşan hastalıkta ise tümör daha dar bir
alanda olduğu için dışkıda incelme, kanama, dışkı düzeninde değişme gibi belirtiler meydana gelir. Hastalığın ilerlemesine izin vermeden kolon kanseri tanısı konulması durumunda yaşam şansı büyük bir oranda artar. Erkenden tanı konulabilmesi için kolon kanserinin belirtilerini takip etmek büyük önem kazanır.
Kolon kanserinin tüm evreleri kolon ve rektum kanserinin tedavisi, cerrahi yöntemlerle gerçekleştirilir. Tümörün kolon ve rektumda yerleştiği yere, boyutuna, evresine, hastanın tümör komplikasyonlarına bağlı olarak tedavinin şeklinde değişiklik görülebilmektedir. Oluşan küçük rektum tümörlerinde anüs yolu ile tümörlü kısım kesilir ve çıkartılabilir. Bu yönteme lokal eksizyon adı verilir.
Tümörün yerleşim yeri dikkate alınarak kalım bağırsağın yalnızca bir bölümünün ya da tamamının ve rektumun bir bölümünün ya da tamamının kesilip çıkarılmasına da rezeksiyon adı verilir. Bu cerrahi işlemde bağırsak ile birlikte komşuluğundaki lenf düğümleri de çıkartılıyor. Eğer tümör komşu organlara da yayılmışsa cerrahi operasyon esnasında bu organlar da çıkartılıyor. Bağırsak çıkarıldıktan sonra bağırsakta geriye kalan sağlıklı bağırsak kısımları karşı karşıya getiriliyor ve dikiliyor. Kolon kanserinde III. ve IV. evrede olan hastaların ameliyatlarından önce ya da sonra tedavilerine kemoterapi veya radyoterapi eklenmesi gerekiyor.
Kolon Kanseri Sağkalım Süresi
Kolon kanserinde genel sağkalım oranları altı aylık %93, on iki aylık %87,3, yirmi dört aylık %76,3, otuz altı aylık %71,5 olarak belirlenmiştir. Ne kadar ileri yaşlarda görülen hastalık olsa da genç yaşlarda da görülebilmektedir.
Kolon Kanseri Tedavi Seçenekleri
Kolon ve rektum kanserleri farklı yöntemler ile tedavi edilebilmektedir. Cerrahi, kemoterapi, ilaç tedavisi ve radyoterapi, ışın tedavisi gibi yöntemler kolon kanseri tedavisinde en çok kullanılan yöntemlerdir. Kolon ve rektum kanseri tedavisi için planlama yapılmadan önce hastanın genel durumu ve hastalığın yaygınlığının ne kadar olduğunun belirlenmesi oldukça önemlidir.
Kolon Kanseri Teşhis Yöntemleri
Kolon Kanserinden Korunma Yöntemleri
Kolon kanserinden korunmak için sağlıklı beslenmek, sigara ve alkolden uzak durmak, kilo durumunu kontrol altında tutmak, düzenli spor yapmak, kolonoskopi yapmayı ihmal etmemek, vücuttaki kalsiyum ve d vitamini oranına dikkat etmek, stresten uzak durmak sayesinde kolon kanserinden korunma sağlanabilir.
Tapu kaydı sorgulama, tapu kaydı sorgulama nasıl yapılır? Tapu kaydı sorgulama E-devletten yapılır mı? Sorularınızın cevabını bulacağınız yazımıza hoş geldiniz. Bu makalemizde tapu bu soruların hepsine cevap bulmaya çalışacağız.
Bireyler, e-Devlet üzerinden Sertifika Tescil Sorgulama Sürecini kullanarak tescilli varlıklara erişme veya almak istedikleri sahiplik belgesini sorgulama hakkına sahiptir. Tapu sorgulama işlemleri e-devlet üzerinden yapılabileceği gibi tapu ve kadastro bilgi sistemi üzerinden de yapılabilmektedir.
İnternetten Tapu Sorgulaması Nasıl Yapılmaktadır?
Eğer internet üzerinden tapu kaydı sorgulaması nasıl yapılır? Sorusuna cevap arıyorsanız aşağıdaki maddeleri dikkatlice okuyunuz.
E-Devletten Tapu Kaydı Sorgulaması Nasıl Yapılmaktadır?
E-Devlet üzerinden yapılabilmekte olan tapu kaydı sorgulaması nasıl yapılmaktadır? Sorusu son zamanlarda özellikle sıklıkla internet dünyasında araştırılmaktadır-Devlet aracılığıyla pasta parsel sorgulaması üzerine bilinmesi gerekenleri sizler için sıraladık.
Web Tapu Üzerinden Sorgulama Nasıl Yapılmaktadır?
Web tapu üzerinden tapu kaydı sorgulaması nasıl yapılmaktadır? Şahsınıza ait olan tapu bilgilerinizi bir web sertifikası üzerinden kolayca sorgulayabilirsiniz. Web Tapu platformuna giriş yapmanın iki farklı yolu vardır. Bir e-devlet şifreniz varsa, e-devlet verilerinizi kullanarak giriş yapabilirsiniz. Bu sıklıkla tercih edilen en popüler yöntemdir. Bir diğer yol ise Web Tapu kullanıcı bilgileriniz varsa, bu bilgileri kullanarak da oturum açabilirsiniz.
Kişi başına düşen gelir, temel olarak bir ülkede bir yıl boyunca kazanılan toplam paranın, kişi sayısına bölünmesiyle bulunan bir sayıdır. Ülkenin zenginliğini ortaya sürer, fakat bu her zaman tam olarak ülkedeki insanların ne derece zengin yaşadığını bilmemizi sağlamaz, sadece fikir edinmemizi sağlar. Özellikle demokratik ülkelerde kişi başına düşen gelirle asgari ücret tahmini rahatlıkla yapılabilmektedir.
Lüksemburg
Lüksemburg, dünyada kişi başına düşen gelirin en yüksek olduğu, bir diğer tabirle dünyanın en zengin ülkelerinden biridir. Yabancı paralar için güvenli liman olan Lüksemburg, ufak nüfusu sayesinde bu para hareketlerinden epey etkilendi ve kısa sürede zenginleşti. Paralarını saklamak üzere Lüksemburg’a gelen veya Lüksemburg’a nakit para olarak yatırım yapan zenginler, bugün Lüksemburg’da kişi başına düşen gelirin 115 bin dolar olmasını sağlamıştır. Ayrıca Lüksemburg bu zenginliğini kdv almayarak vatandaşına da yansıtır, yani Lüksemburg’da gelir vergisi dışında başka ödemeniz gereken bir vergi yoktur.
İsviçre
Yine az nüfuslu ve çok paranın girdiği ülkelerden biri. Kişi başına düşen gelirin 86 bin dolar olduğu bu ülkede nüfus 10 milyondan daha az. Buna rağmen Türkiye ekonomisi kadar gelir üreten bir ülke. Ülkenin en büyük ihracat kaynakları, makine, ilaç ve çikolata gibi ürünler. Ülke sadece bunlarla bile gelişmiş bir ülke olabilir elbette ancak bu ülkeye önemli bir zenginlik sağlayan faktör, yabancı yatırımcıların İsviçre bankalarında tuttuğu paradır. Bu para o kadar boldur ki, İsviçreliler faiz ödemeden kredi çeker, ucuz ithal malları tüketir, fabrikalar açar yatırım yapar, yine de para olduğu gibi kalır. Çünkü ülkeye para yağıyor. Şu anda İsviçre’de faiz eksi 0,75. Bu ne demek biliyor musunuz?
İsviçre bankalarından 100 bin dolar kredi çektiğinizde bir yıl sonra ödemeniz gereken tutar 99,250 dolar. Evet, bankalarda o kadar çok para var ki, bu paraları ellerinde tutmak denetlemek için harcanan para, faizden elde ettikleri gelirden daha az. İsviçre’de yine para bolluğundan dolayı, eğer olur da birikmiş paranızı bankaya yatırıp tasarruf ederseniz, banka paranızdan ciddi bir meblağ kesecektir.
İrlanda
Birleşik Krallık ’ta yer alan bu ülke, 79 bin dolar gibi bir gelire sahip. Yani ülkede ortalama maaş aylık 6 bin dolardan fazla. İşçi maaşları ise 3000 dolar civarında seyretmektedir, hatta işçi yokluğundan daha fazla maaş ödeyen yerlerde var. İhracatları, ithalatlarının neredeyse iki katı olduğu için, ithalat yapmanın önü açık ister Çin’den ister Türkiye’den oldukça ucuz mal imal etmek mümkün.
Norveç
1900’lerde buldukları petrolle hızlı bir şekilde zenginleşmeye başladılar. Bilirsiniz, petrolün çıkarma maliyeti inanılmaz ucuzdur, 100 dolarlık petrol, 10 dolar harcanarak çıkarılır, yani %90 net kar marjı denebilir. Bu sayede petrolü olan ülkeler dehşet bir hızda gelişebilirler. Petrolden kazanıp tasarruf ettikleri parayı yatırıma ayırır ve hızlıca gelişirler.
Fakat Norveç, zamanında Hollanda’nın düştüğü hataya düşmedi. Hollanda 1960’lı yıllarda müthiş bir doğalgaz rezervi keşfetmiş ve bu doğalgaz ile hızlıca zenginleşmeye başlamıştı. Bunun sonucunda çoğu firma, mevcut işlerini yapmayıp doğalgaz üretip satmaya başlamışlardı. Bunun sonucu olarak ülkedeki doğalgaz dışı üretim düştü, bu üretimi zenginleşebildiği için ithalat ile karşıladılar bir süre, fakat ithalat her geçen gün artmaya başladı ve sonuç olarak ihracatı geçen ithalat ülkeyi krize soktu.
Norveç bu hatayı yapmadı ve bir varlık fonu kurarak petrolden gelen parayı burada biriktirmeye başladı. Biriken para, hisse senetleri, gayrimenkul ve tahvil gibi yatırımlarla değerlendirildi. Şu anda 1 trilyon doları aşan büyüklüğü ile 50 milyar dolardan fazla gelir sağlamaktadır. Şu anda Norveç’te üretim tamamen dursa bile, fondan gelen gelirle Türkiye’deki bir insandan daha fazla geliri olan bir ülke olarak faaliyetlerine devam edeceklerdir.
ABD
320 milyonu aşkın nüfusunu refah içinde yaşatmayı başarabilen tek ülke ABD’dir. Farkındaysanız yukarıdaki ülkelerin çoğu 3-5 milyon nüfuslu ülkelerdi. Bu ülkelerin kalkınması çok kolaydır çünkü 100 milyon dolara bir fabrika açtığınızda bu fabrikanın üretimi 5 milyon insana bölüşülürken, ABD’de 100 milyon dolarlık bir fabrika yatırımı 320 milyon insana bölüşüleceği için çok büyük bir etki yaratmayacaktır.
ABD, kişi başına düşen geliri 67 bin dolar olan bir ülkedir. Asgari ücret ortalama 15 dolar / saat şeklindedir. ABD’nin bu zenginliğinin kaynağı, dünyanın en petrol üreticisi olması, savaştan uzak, komşularıyla sorunlu olmayan ve birey kültüründen geliyor olmalarıdır. Ayrıca, özgürlük, demokrasi gibi değerlerle Fransız ihtilalinden önce tanışan bir ülke olduğu için, uzun süredir gelişmiş bir ülke olarak bilinmektedir.
Bebeklerin sadece anne sütü ile besledikleri dönemin sonu geldiğinde ek gıdaya geçiş dönemi başlamış demektir. Elbette bu geçiş sürecinde bebeklerinize farklı ve kolay uygulanabilecek tarifler yapabilirsiniz. Hem besleyici hem de sağlıklı bebekler için mama tarifleri listemize göz atabilirsiniz. Listemizde bebekler için faydalı olan ve damak zevklerine uyumlu tarifler yer almaktadır.
Bebeklere Uygun Kolay Muhallebi Tarifi
Pirinç ununu, suyu ve yulaf ununu tencerede bir güzel karıştırın. Karıştırma işlemini un kaybolana dek yapın ve sonrasında kısık ateşte karışımı pişirin. Pişirmeyi yavaşça yaptıktan sonra kıvamına erişen mamayı soğusun diye beklemeye alın. Soğuduktan sonra da üzerine süt ve organik pekmezden ekleyin. Son olarak da çırpma işlemini tamamlayıp mama da ılıdıktan sonra güvenle bebeğinize yedirebilirsiniz.
Bisküvili Meyve Maması Tarifi
Hazırladığınız malzemelerden elmayı bir güzel rendeleyin ve muzu da çatal ile ezin. Sonrasında da kırdığınız bebe bisküvileri ile birlikte harman edin. Sonrasında da ceviz içini bir güzel döverek toz haline çevirin. Toz olmuş cevizi de meyve püresini içerisine katın. En sonunda da harnup pekmezini de karışıma ilave edip hepsini birlikte karıştırın. Kısa sürede ideal mama hazırlanmış olacaktır. Fakat bu gıdaların bebekte yan etki oluşturma ihtimaline karşın doktor tavsiye almanız ve sonrasında bebeğe vermeniz daha güvenli olacaktır.
Kabaklı ve Havuçlu Mama Tarifi
Havucu ve kabağı güzelce soyup sonrasında da onları küp şeklinde doğrayın. Doğrama işlemi bittikten sonra bu karışımı bir tencereye ekleyiniz. Tencereye daha sonra da su ve pirinç eklemesini yapınız. Tencere hazırlandıktan sonra bir süre sebzelerin yumuşamasını bekleyin. Yumuşadıktan sonra da sebzeler şişene dek pişirmeye devam edin. Sonrasında da blender yardımı ile püre seviyesine getirip bebeğinize güvenle yedirin.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.